Prag Zamani

Bu bir rehberlik kitabi degil, ama sehri tanitan pek cok öge barindiriyor. Tam olarak bir ani kitabi da degil ancak pek cok ani var icinde. Bir tarih veya edebiyat kitabi hic degil. Ama tarihe ve edebiyata dair ipuclari da bulunuyor. Sonuc itibariyla Praga bir veda yazisi bu. Kim bilir, benim icin veda yazisidir, belki bir baskasi icin tanisma vesilesi.Yazar Kadir Cevik, bu kitabinda, dört yil boyunca bulundugu Pragda yasadiklarini, gördüklerini, ögrendiklerini, sehrin bugününü, gecmisini, tarih olaylarini, binalarini, savaslarini, yazarlarini, bir gün boyunca sehrin sokaklarinda dolasarak, kafelerinde oturarak, adeta sehirle sohbet ederek anlatiyor.Bir taraftan yürürken öbür taraftan aklimdan binlerce ve birbiriyle hic ilgisi olmayan düsünceler gelip gecti. Hic bitmeyen insaatlar, yerlerde sürünen -hele ki Türkiye ile kiyaslanamayacak- servis sektörü, her bir berber ziyaretimizin gerceküstü tecrübelere dönüsmesi, yabancilari kaziklamaya calisan döviz büfeleri, sahtekar taksiciler... Öte yandan, sehrin mucizevi bir sekilde yüzyillar öncesinden bu güne kalabilmis tarih güzellikleri, sembol yapilari olan Charles Köprüsü, Astronomik Saat Kulesi ve Prag Kalesi, Charles adli kralin daha Fatih, Istanbulu fethetmemisken burada müthis bir medeniyet kurmasi, Katolik dünyaya kafa tutan Jan Hus adinda bir adamin bu topraklardan cikmis olmasi ve bedelini yakilarak ödemesi ama bu yanan atesin yüzlerce yil sonra milyarlarca insanin Protestanlik dinine gecmesine sebep olmasi, sonra bu canim ülkeyi Hitlerin tek kursun atmadan ele gecirmesi, savas sonrasi Almanlardan kurtulduk derken bu sefer Sovyet Lider Brezhnevin bir aksam sinirlenerek ülkenin üzerine iki yüz bin asker göndermesi, sonrasinda Kadife Devrim ve onun ünlü lideri Vclav Havel, öte yandan bir dönem sehirde yasamis olan büyük yazarimiz Nazim Hikmet, diger yanda ve aslinda sehrin her bir yaninda ve her daim kafamin icinde olan Franz Kafka, evimizin hemen önünde bana kendisini her an hatirlatan büyük yazar Karel apek, bunlarla aklimin kendiliginden baglanti kurdugu Milan Kundera, Orhan Pamuk, Charles Bukowski, Gabriel Garca Mrquez, Haruki Murakami ve öteki yazarlar, seyrettigim Cek filmleri, zaman gecirdigim Prag kafeleri, dinledigim Cek bestecileri, karsimizdaki kilisenin duvarlarina dokunarak dua eden kadin, onlarca köpege kol kanat geren adam, her gün yasli köpegiyle gezen yasli kadin, artik tanis oldugum sokak göstericileri, polisler, evsizler hepsi tek tek aklimdan sirasiyla gecti, bu yürüyüs sirasinda bana eslik etti...